Kayıtlar

Marshmallow'lu Sohbet...

Resim
HEYYAAAA!!!      Sohbet muhabbet etmek için buradayım bugün, bloga yazmaktan en çok keyif aldığım konular bu sohbet yazıları zaten. Sanki iyi bir dostumla karşılıklı konuşuyormuş hissine kapılıyorum yazarken ve dolayısıyla da bayağı keyifli oluyor yazması.    Bu aralar havalar genel anlamda güzel gidiyor sabahları odama vuran güneşle uyanmak benim için oldukça keyif verici. Zaten evde olmak nefes almak gibi.  Bir hafta sonra da Sakarya'ya dönüyorum. Aslında bu tamamen kötü diyemeyeceğim malumunuz sevgili erkek arkadaşım orada ve kendisini yavaştan özlemelere başladım. Ama bir yandan da hiç gitmek istemiyorum gittiğimde neredeyse 4 ay orada olacağım ve bu uzun sürede ailemi ve evimi çok çok özleyeceğim bir de eğer önceki yazılarım da söz ettiysem eğer -ki kesin etmişimdir- çok çok kötü bir dönem geçirdim ve aynı hisleri gittiğimde tekrar yaşamaktan oldukça korkuyorum bu sebeple aslında gitmeyi de pek istemiyorum. Bakalım artık nasıl bir dönem bizi bekliyor göreceğiz.  

Şampuan Hakkında : Head & Shoulders

Resim
Merhabalar,    Güzel olduğunu düşündüğüm bir haberim var sonunda Mert arkadaşımızın "Ters Düz" isimli kitabına başladım hatta bitirmek üzereyim. Herhalde en son da ben okuyorum kitabı - utanan emoji - ve şunu söyleyebilirim ki bu kadar geç kaldığım için pişmanım. Bununla alakalı bir yorum yazısı da yazacağım bitirdiğimde ancak şimdilik çok beğendiğimi söyleyebilirim. Memleketi Trabzon olan birisi olarak yorumumu bekleyin.    Her neyse bugün konum başka. Size bir Şampuandan bahsetmek istiyorum... Hiç beğenmediğim, berbat bulduğum ve bir daha asla kullanmayacağım bir şampuandan.  Şampuan Head & Shoulders markasına ait sadece kadınlara özel yukarıda görmüş olduğunuz şampuan. İlk kez bu hafta kullandım kendilerini. Ve gerçekten hiç beğenmedim. Hiç hoşuma gitmeyen bir yapısı vardı. Normal kulladığım şampuanlardan nedense bir nebze sulu geldi bana bilemiyorum.     Kepeği ve saç dökülmelerini önlemeyi vaad ediyor. Benim kepek sorunum zaten yoktu. Saç dökülm

Platon Bir Gün Kolunda Bir Ornitorenkle Bara Girer...

Resim
Merhabalar,    Bugün sizlere okuduğum bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Uzun zamandır elimde olan çok uzun zaman önce okumak için başladığım bir kitap aslında ancak tabii bir türlü adam akıllı okuyayım diye fırsat bulamadım. Kitabın kötülüğünden değil pek tabii kitap bence bayağı güzeldi ve de akıcı idi. Eğlenceli de bir anlatımı vardı ne yazık ki benim çeşitli kişisel sorunlarım ve yoğunluğum yüzünden bir kez başlandıktan sonra okunması hep ertelendi. Tabii tatil için eve gelince de ele ilk alınan ve bir akşamda tamamı bitirilen kitap oldu kendisi.  Kitabın Adı : Platon Bir Gün Kolunda Bir Ornitorenkle Bara Girer Yazarlar : Thomas Cathcart, Daniel Klein Arka Kapaktan : "Yılın en matrak çoksatarı"   -The Boston Globe "Çok güldüm, çok şey öğrendim, çok sevdim"   - Roy Blount Felsefe mi? Felsefeyi anlamak için büyük bir dehanın zekasına ve peygamber sabrına sahip olmak gerekir. Bu doğru değil! Bu komik, ele avuca sığmaz, çok yönlü ve zengin içerikli k

Bir Ufak Mimleme Yazısı!

Resim
Merhabalaaarrr!    Bir mim yazısı ile buradayım şuan. Sevgili Kitap Avc ısı ,  Deeptone   ve Neşeli Kitap Vagonu geçtiğimiz günlerde beni mimlemiş idi. Bir türlü fırsat bulup yazamamıştım mim yazısını, kısmet şimdiye imiş.  Hangi blogger arkadaşlarım hakkında ne düşünüyorum? Haydi okumaya başlayın o zaman. Bi Poşet Kitap Sanırım ilk tanıdığım blogger arkadaşlardan birisi hatta belki ilki. Çok cana yakın bir arkadaşımız olduğundan hemen sevdim. Yazılarını da keyifle okuyorum. :) Neşeli Kitap Vagonu Çekilişime katılması ile tanıdım kendisini daha sonrada yazdıklarını okumaya başladım, çok güzel yazan çok güzel yürekli bir insan. Siz de mutlaka bir bakın yazılarına derim :) Siyah Kuğu Bir iki kez denk gelip okumuş, çekilişme katılımıyla da kendisini daha iyi tanıma fırsatımı bulmuştum. Çok güzel kalbi olan ve yazılarını bayağı beğendiğim bir arkadaşım. :) Cafe Tigris İnanılmaz bir pozitif enerjisi olduğunu düşünüyorum, Çokta tatlı birisi, bayağı seviyorum. Yazıla

Muhabbetime Doyum Olmuyor

Resim
HEYYAAA!!! Visnelikiraz'ınız Sakarya'da canlar. Hava buz gibi soğuk, her yer bembeyaz. Kar durmak bilmiyor. Odam buz gibi peteğim cayır cayır yanıyor aslında ama oda ısınmak bilmiyor bayağı soğuk. Çarşambadan sonra daha da artacak diyolar kar. Cuma eve dönene kadar dinsin ve yollar kapanmasında. Dün saat akşam sekizdi otobüse bir bindim vurdum kafayı uyudum ara ara uyanıp biraz oturmalar, molalarda da tuvalete koşturmak dışında neredeyse tüm yolculuğu uyuyarak geçirdim birde ne zamandır okumak istediğim blogger arkadaşları okudum.  Üç yazımdır full muhabbet havasında gidiyorum günlüğe döndürdüm iyice burayı inşallah sıkmıyorumdur.  Canım erik istiyor. Evet bu mevsimde. Hem erik bu insanın canının çekmesinin mevsimi olur mu?  İki de mim aldım onu yazmak istiyorum aslında üç aşağı beş yukarı ne yazacağımda belli ama ancak şu bütlerden sonra konsantre olurda yazarım. O değil her yazımda mutlaka o bütlerden bahsediyorum bahsetmesem ölürüm çünkü. - Bu arada ben bu satırlar

Bir Masal vardı Aklımı Aldı

Resim
Geceniz hayrolsunlar efenim, Nassınız iyisinizdir inşallah? Bana sorarsanız ben nasılım bilmiyorum. Beynim zonkluyor. Bugün fazla da ders çalışmadım aslında ama stresten doldu herhalde.  Ulan az daha bilet bulamayıp bütünlemelerime giremiyordum. Tam zamanında gitmişim de biletimi aldım Cumartesi go to Sakarya. ( İngilizcem akıyor yine)  Bir de bugün başıma ne geldi bilin. Sen telefonu klozete düşür, telefon felç. Annem bir yandan söylenir ben bir yandan kahrolurum falan giden gitti tabii. - Annemin sinirli olduğunu da söylemiştim önceki yazımda değil mi? - Tartışma kopuverdi tabii annemle hemen aramızda. Ama kadın haklı yahu! Bu benim bu işi ilk yapışım değil ki. Aynı haltı daha önce de yedim ben.  Neyse Allahtan burs çıktı gidip şimdi yarın faturamın üzerine alıcam inşallah telefon sonrada paşa paşa ödeyecem onu.  Ha bu ara da daha babama açıklaması var olayı kendisi vardiyalı çalıştığından gecede şuan vukaatımdan haberdar değil. Ne güzel de gün geçirmiştim halbukisi. Zat

VİŞNE VE KİRAZ ANLATIYOR

Resim
HEYYAAA!!! Herkese iyi geceler, Gerçi muhtemelen bir çoğunuz sabah okuyacak ama olsun şuan gece ve saat 02.23 suları. Günlerdir aklımda blog var. Eve gelip sakin kafayla yazmanın hayalini kurarken bütünleme belasına ders çalışmaktan kafa kaldıramaz oldum, günde iki saate tahammülü olmayan ben yedi saate falan çıktım. Dua edin bana bütleri geçeyim, geçemessem yandım. Bu iş, okulu uzatmaya kadar gider. Her ne ise. Dedim bari çalıştıktan sonra yazayım falan bitirdim işte bilgisayarı kucakladım yatağıma yerleştim, bir baktım bilgisayarın şarjı bitmiş ulan hangi ara bittin insafsız! Bende üşendim tabii onu şarja takmaya dedim bari telefondan iki kelime karalayayım da keyfim gelsin. Kafamın içi Agustinuslar'la, Eriganalar'la, İbn-i Rüştler'le doldu taşıyor. Onlar kim demeyin bilgilerim taze burası da bütlerimden nasibini almasın. Bu arada çekiliş hediyelerim yerlerine ulaşmış, çok güzel resimler ve güzel dilekler aldım. İnsan deli mutlu oluyor böyle güzel şeyler duyunca