Hayat ve Mutlulukla İlgili

Hellooooo!!!

Şuan saat sabah 09:18 ben uyanalı yarım saati geçti. Önceden öğlene kadar uyuyan ben artık genellikle sabah çok erken saatlerde uyanıyorum, yıllardır ilk kez biyolojik saatim oluştu; geceleri 12-1 gibi uykum geliyor, uyuyorum sabahları da erkenden uyanıyorum bu durum beni oldukça memnun ediyor, böylece hem günü kaçırmıyorum hem de kendi düzenim yerleşmeye başlıyor.

Şuan bu yazıyı da camdan dışarıyı izlerken yazıyorum, malum bahar ayındayız ağaçlar çiçek açıyor, kuş cıvıltıları akşama kadar hiç durmuyor. Sanki doğa keyifle göz kırpıyor. Bu yıl kış yaşanmaması biraz üzdü tabii, ne doğru düzgün kar yağdı ne de tam bir soğuk oldu ama bahar tam zamanında tam olması gerektiği gibi geldi bence. 
Sabahları uyandığımda koltuğun burasına oturup perdeyi sonuna kadar açıp sokağı, kuşları, kedileri yani gördüğüm her şeyi uzun uzun izlemek en büyük keyfim, sanki bu şekilde damarlarımda ki kan daha kolay akıyor ve güzel şeyler gördüğümde nefes alıyor gibiyim, yüzüme bir gülümseme yerleşiyor ve dünyanın ne kadar güzel olduğunu ve her şeye rağmen var olan her şeyin ne kadar sevilmeyi hakettiğini görüyorum, dünya güzel bir yer ve aslında mutlu olmak hiç de zor değil.

26 Mart'ta vizelerim başlıyor, bu yıl artık son sınıfım biliyorsunuz. Yani eğer dersim kalmazsa artık okul hayatımın son aylarını yaşıyorum, biraz garip bir duygu doğrusu. Yıllardır hep okulun tamamen biteceği günü bekliyordum ama şimdi içim biraz  buruk yine de yeni bir hayata başlayacak olmanın ufak heyecanını da taşıyorum. Bu dönem formasyona başladım, seneye birinci dönem de devam edecek bu sebeple seneye -en azından ilk dönem- Sakarya'dayım. Yeni bir eve taşınmam gerekiyor bu yüzden, güzel bir yer bulabilir miyim diye endişeleniyorum, üniversite boyunca ilk iki yıl yurtta sonra da arkadaşlarımla evde yaşıyordum, seneye tek başımayım ve bu da beni heyecanlandırıyor gerçekten. Bunun dışında tabii ki her zaman yaptığım gibi asıl sorumluluklarımı oldukça geçiştiriyorum bayağıdır vizelere 10 gün kaldı ama ben kitapların yüzünü hiç açmadım bile, hatta bazı derslere o kadar az gittim ki fikrim bile yok derslerle alakalı. Bir şekil de toparlayacağıma inanıyorum, yaşayıp göreceğiz...

Vizelerden sonra eve gidiyorum, ailemi çok özledim. Biraz güç toplayıp öyle geri dönmek istiyorum. Bu dönem hızla tezimi de yazmam gerekiyor aslında ama bilin bakalım kim daha henüz başlamadı bile? Başlayacağım başlayacağım ve tam vaktinde onu da bitirmiş olacağım, yani umarım...

Serkan da hala askerde tabii. Geçen yazım da mecburi bir ameliyat olabilir ve Mart'ta burada olabilir demiştim, öyle olmadı. Acil durum ortadan kalkınca doktor da tezkereye 30 gün kala yaparız ameliyatı erken terhis olursun demiş, öyle olacak. Yani 30 gün erken tezkere ve kalan 17 gün iznini kullanmaması ile bizde şafak şuan 182 yani askerliği yarıladık. Bunca zaman nasıl geçti, ben nasıl dayandım kendime şaşırıyorum. Gün gelecek 1 gün kaldı diyeceğiz, sabırsızlıkla o günü bekliyorum. Kendime ufak hedefler koyuyorum her zaman şimdi 100 olunca çok fazla sevineceğim yani şuan 182 değil 82 gün sayıyorum, böyle daha iyi hissederek geçiriyorum günleri. O zaten yoğun onun için biraz daha hızlı geçiyor zaman. Ben de bu sırada arkadaşlarımla geçiriyorum günlerimi, bir yardımlaşma derneğine katılmıştım orada daha aktifleştim 1-2 aydır, orada koşturuyorum o etkinlik senin bu etkinlik benim gidip geliyorum hem bana iyi geliyor hem de bir çok insana, hayvana yani canı olacak her şeye yardım eli uzatıyoruz, neyse bundan daha sonra uzun uzun bahsetmek isterim başka bir yazımda.

1,5 haftadır falan hastayım, öksürük ve burun akıntısı yakamı bir türlü bırakmadı, içmediğim bitki çayı kalmadı. Limonlar, ballar, çorbalar bir sürü şey... Doktora da gitmedim inatla. Her akşam yarın sabah iyileşmiş uyanacağım diye uyuyorum. Bu sabah yine öksürükle uyandım. Neyse yarın iyileşmiş uyanırım sanırım...

Şimdi gidip kahvaltı yapmalıyım sanırım, saat 10 oldu neredeyse, sonra belki ders çalışırım artık ne dersiniz? 3 de dersim var zaten, acaba bugün ne giysem? Neyse neyse sizleri seviyorum. Mutlu olmak gözlerinizin neyi gördüğü, kulaklarınızın neyi duyduğu, teninizin neyi hissettiği, hangi kokuları aldığınız ve zihninizin neyi düşündüğü ile alakalı. Güzel bakın dünyaya, kuş seslerini, rüzgarın ıslığını duyun, tatlı rüzgarın teninize değdiği anları hissedin, çiçek kokuları, yemek kokuları, çim kokuları ile şenlendirin burnunuzu ve zihninizle güzellikleri düşünün...

Yorumlar

  1. kendi sınav dönemlerimi hatırladım şimdi sen böyle anlatınca. yoğun oluyordu ama güzeldi be seviyordum ben vize-final zamanlarını :) sana da şimdiden başarılar diliyorum, kolayca ve en güzel şekilde bitirirsin umarım tezini de, okulunu da :)

    YanıtlaSil
  2. hadi başarılar kolaylıklar sanaaa :)

    YanıtlaSil
  3. Sınavlarda başarılar. Tez zamanda atılırsınız umarım müstakbel eşinizle yeni bir hayata...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım önümüzde ki yıl her şey daha güzel geçecek :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Adım, Bin Mutluluk :

Rukiye Türeyen: %99 Engeli ile Kitap Yazdı