Kayıtlar

Bir Adım, Bin Mutluluk :

Resim
   Merhaba,    Dün hayatımın en güzel günlerinden birisini geçirdim, bilmiyorum belki de en güzel günüydü.  Bir hafta falan önce sanırım Sakarya'da ki bazı gazetelere mail atıyordum. Sebebi de şu ki ileri de basın yayın alanında çalışmayı planlıyorum fakat malumunuz Felsefe okuyorum ve basın alanıyla alakalı hiç bir şey öğrenmiyorum bu sebeple işi öğrenmeye başlamam gerekiyor.  Her neyse ve sonra gazetelerden birisi geri dönüş yaptı! Bende bir heyecan bir sevinç tabii böyle dans falan ediyorum. Sinema-Müzik köşeyi boşmuş örnek yazı istediler. Bende hemencecik bilgisayarımı kucakladım yurtta internetin en iyi çektiği yere yerleştim açtım wordu yazayım diye, baktım bir yazı 10 dakika da yazılmaz yani. Blogtakilerden seç beğen yaptım gönderdim. Sonra akşama kadar sayfa yenileyerek cevap beklemece falan derken dün sabah bir baktım bir de ne göreyim mail gelmiş! Görüşmeye gitmek için randevu almam gerektiğini yazmışlar, hemen o saniyede aradım herhalde sonra hemen annemi ve sevdice

İFTARLIK GAZOZ Film Yorumu :

Resim
    Merhabalar,    Dün izlediğim bir sinema filminden bahsetmek üzere buradayım şuan. Umarım üst üste iki film yazısı sıkıcı olmayacaktır sizler için.                                                 Filmin Adı : İftarlık Gazoz Vizyon Tarihi : 29 Ocak 2016 Süresi : 1s 55dk Yönetmen : Yüksel Aksu Oyuncular : Cem Yılmaz, Berat Efe Parlar, Okan Avcı, Yılmaz Bayraktar, Macit Koper, Greta Fusco, Mustafa Alabora Tür : Komedi, Dram Konu : " 1970’ler Türkiye’sinin barış ve huzur dolu Ege kasabalarından birinde ailesi ile beraber yaşayan Adem, zeki ve çalışkan bir öğrencidir. 5.sınıfı yeni bitiren Adem, yaz tatilini boş geçirmek istemez ve ailesine Gazozcu Cibar Kemal Usta ile çalışmak istediğini söyler. Zor da olsa ailesinden izni koparan Adem gazozcu çırağı olarak çalışmaya başlar. Ramazan ayının başıdır ve Adem camide imamın oruç ile anlattıklarını üzerine alınır, üstelik Berna da oruç tutacaktır. Küçük olduğu için oruç tutmasına izin vermeyen ailesinden gizli oruç tut

Dünyanın En Güzel Kokusu Film Yorumu :

Resim
       Merhabalaar,    Bugün bir film yorumlaması ile karşınızdayım. Bu film yorumlamaları yazmakta pek hoşuma gitmeye başladı açıkçası hatta ay benim bu filmi bloguma yazmam gerekiyor deyip sinema salonlarından çıkamaz duruma gelmem yakındır :)    Ben bir okuyucudan çok izleyiciyim zaten görsel şeyler beni daha da etkiliyor, izlerken ben olsam şunu şuraya koyardım bu sözü söyletmezdim deyip kendimi o filmin yönetmen koltuğuna oturtuyorum bir anda ve bundan büyük keyif alıyorum. Zaten eğer bir kitap okuyorsam da hemen onu kafamda bir sinema filmine çeviriveriyorum. Bundan büyük keyif alıyorum.     Her neyse lafı fazla uzatmadan gelelim filmin yorumlamasına : Filmin Adı : Dünyanın En Güzel Kokusu Vizyon Tarihi : 12 Şubat 2016 Süresi : 1s 27dk Yönetmeni : Mustafa Uğur Yağcıoğlu Oyuncular : Tuba Ünsal, Rıza Kocaoğlu, Burak Altay, Nezih Tuncay, Açelya Akkoyun, Esra Ruşan Tür : Romantik Konu : " Hakan evlilik bağının ilişkileri tükettiğine inanan, sürekli partne

Bir Muhabbet Var!

Resim
     Herkese merhaba canolar,    Pazartesi itibari ile Sakarya'ya dönüş yaptım. Haziran'a kadar buradayım artık. Tatil bana bayağı iyi geldi kendimi dinlenmiş, yenilenmiş hissediyorum. Bütün sıkıntılarımdan arınmış gibiyim. Geldiğim de Sakarya'yı hiç özlemediğimi de farketmedim değil ama sevdiceğimi bayağı özlemişim. Ha bir de onunla Sapanca Gölü'nün kenarında oturup sohbet etmeyi.   Geçen yıl buraya geldiğim zaman ki gibi hissediyorum aslında. Şehir önemli değildi o zaman gözümde. Sevdiğim bir bölüme ve şans eseri sevdiğim insanın şehrine gelmiştim önemli olan tek şey de buydu ve şuan da sanki ilk kez geliyormuş gibi aynı duyguları yaşıyorum.   Ruh halimi ifade eden en güzel kelime de sanırım ; Duru. Kendimi çok duru çok berrak hissediyorum.  Temizlenmiş, tazelenmiş, dinlenmiş, huzurlu, hafif, sağlıklı ve daha bir çok şey gibi hissediyorum.  Kısaca söylemek gerekirse iyiyim. Sanki sırtımda çok büyük bir yük varmış ve sonunda kaldırıp atmayı

Bir Kitap Yorumu : Ters Düz - Mert OFLUĞLU

Resim
    Merhabalar tatlılarııımm,    Söylediğim gibi Ters Düz'ü bitirdim. ( Ters Düz'ün yazarı Mert'in bloguna buradan ulaşabilirsiniz. ) Şuan gece on bir buçuk suları fakat siz bu yazıyı yarın okuyabiliyor olacaksınız, kitabı da fotoğrafladığımda yarın yazım yayına hazır olacak.    Kitabı anlatmam gerekirse - tabii ki şöyle olmuş böyle olmuş deyip daha okumanıza fırsat vermeden size sonunu söyleyecek değilim- şunları söyleyebilirim kitaptaki hikaye Trabzon'un bir köyünde geçiyor ve ben Trabzon'luyum. O yüzden kitabın diliyle ilgili yetkili kişi gibi belirleyici yorumlar yapamasam da betimlemenin doğrulu ile alakalı yorum yapabilecek kadar bilir kişiyim bana kalırsa.    Zaten kitabın yazarı Mert'te Trabzon'luymuş. Yazdığı her satırdan bu öylesine anlaşılıyor ki. Oraları hayal etmediği gerçekten bildiği, gördüğü. O çam ağaçlarının altında belki de yürüdüğü. Betimleyici diline bayıldım gerçekten.     Kitabı okumanın verdiği his inanılmazdı. O ka

Kadının Yüreği Dolu : Bir Mim Yazısı

Resim
Merhabalar,    31 Ocak günü Cafe Tigris tarafından zaten yazmayı da düşündüğüm bir konuda mimlenmiştim. Ancak yazabiliyorum gecikme için herkesten özür dilerim.    Kadın olmak...     Kadın olmak zor zanaat hele de böyle bir ülke de. Kadın her şeyle ilgilenip çoğu zamanda şikayet bile etmeye dahi vakit bulamayan bireydir ülkemizde. Kadın temizlikçidir, kadın çocuk bakıcısıdır, kadın kocasının gönlünü yapmaktan da sorumludur, kadın aşçıdır. Kadın evin psikologudur. Kadın tüm sırları saklayandır bir de üzerine kadın para da kazanır. Tüm bunlara rağmen asla yaranamayandır. Kaç yaşında olursa olsun kadın kadındır. Ablayken kardeşinin bakıcısı evlenince çocuğunun bakıcısı. Ablayken ya da evinin kızıyken hiç olmassa annesinin tüm bu işlerde yardımcısı evlenince kendi evinin ustası. Ha bir de evlenmeyince de evde kalmış eklenir meslek hanesine. Tüm bunları yapan kadın şiddetin odak noktası olan kadındır da ayrıca. Gel gelelim asıl konumuza :     Hepimizin bildiği gibi son yıllar da

Marshmallow'lu Sohbet...

Resim
HEYYAAAA!!!      Sohbet muhabbet etmek için buradayım bugün, bloga yazmaktan en çok keyif aldığım konular bu sohbet yazıları zaten. Sanki iyi bir dostumla karşılıklı konuşuyormuş hissine kapılıyorum yazarken ve dolayısıyla da bayağı keyifli oluyor yazması.    Bu aralar havalar genel anlamda güzel gidiyor sabahları odama vuran güneşle uyanmak benim için oldukça keyif verici. Zaten evde olmak nefes almak gibi.  Bir hafta sonra da Sakarya'ya dönüyorum. Aslında bu tamamen kötü diyemeyeceğim malumunuz sevgili erkek arkadaşım orada ve kendisini yavaştan özlemelere başladım. Ama bir yandan da hiç gitmek istemiyorum gittiğimde neredeyse 4 ay orada olacağım ve bu uzun sürede ailemi ve evimi çok çok özleyeceğim bir de eğer önceki yazılarım da söz ettiysem eğer -ki kesin etmişimdir- çok çok kötü bir dönem geçirdim ve aynı hisleri gittiğimde tekrar yaşamaktan oldukça korkuyorum bu sebeple aslında gitmeyi de pek istemiyorum. Bakalım artık nasıl bir dönem bizi bekliyor göreceğiz.